Özet:
Türk destanlarında
kasap ve kasaplık en az rastlanan konulardan biridir. Masal ve rivayetler ise
kasap ve kasaplık konusunun geniş yer aldığı sözlü eserlerdir. Türk dünyasının önemli
destanlarından biri olan Köroğlu Destanının hemen hemen bütün varyant ve versiyonlarında
kasaplık konusu işlenmiş, destanın başkahramanlarından biri olan Ayvaz (değişik
varyantlarda Avaz, Eyvaz, Övez vb.) “kasapoğlu” olarak ün kazanmıştır.
Kasaplık, anlaşıldığı kadarıyla “kasapoğlu”nun asıl mesleği değildir.
Kasapoğlu'nun asıl işi kasaplara etin hazır şekilde sunulmasını sağlamaktır.
Köroğlu Destanı'nda Ayvaz'ın “kasapoğlu” olarak gösterilmesi büyük olasılıkla
“yardımcı” kasaplık mesleğini yaptığına işarettir. Ancak bazı işaretlere
bakılırsa Ayvaz daha eski mitolojik görüşlere göre kabilenin lider-aksakalı ve toplumsal
et dağıtımı görevlerini de üstlenmiş görünmektedir.
Anahtar kelimeler:
Köroğlu, Destan, Kasapoğlu, Ayvaz.
Abstract:
Butchers
and butchery is one of the most rarely encountered subjects in Turkish epics. On
the other hand, accounts of butchers and butchery has a wide place in tales.
However, the epic of Koroglu is an exception. Almost in all Koroglu versions
the subject of butchery is mentioned: Ayvaz (with variants such as Avaz, Eyvaz,
Övez etc.) who is one of the chief characters of the epic is known as
“kasapoglu” (butcher's son). As we understand from the epic, butchery is not
“kasapoğlu”s main profession. Kasapoglu's profession is to provide meat made
ready for butchers. The reason why Ayvas is referred as “kasapoglu” in the epic
is most probably a reference to his occupation as an assistant to a butcher's
accupation. But if we consider some other textual evidence, it looks as thought
Ayvaz, in older mythologic stages, was the wise old man of the tribe who also
distributed the meat for the tribe.
Key
words: Köroğlu, Epic, Kasapoğlu, Ayvaz.
Türk milletinin sözlü
tarihi niteliğinde olan destanlarımızda kasap ve kasaplık en az rastlanan
konulardan biridir. Ancak masal ve rivayetlerimizde kasap ve kasaplık konusunun
geniş yer aldığını söylemek mümkündür. Buna rağmen ister arkaik destanlarımızda
ister klasik kahramanlık destanlarımızda fiziki güce dayalı kahraman
tiplemesinde hayvan unsurlarının önemli rol oynadığı ve hayvan dünyasıyla insan
toplumunun iç içe olduğu görülür. Özellikle at, koyun ve sığır çobanlığı yapan
arkaik destan kahramanı doğayla ahenk içinde yaşamaktadır. Türk dünyasının en
yaygın destanı olma özelliği taşıyan Köroğlu Destanının hemen hemen bütün
varyant ve versiyonlarında kasaplık konusu işlenmiş, destanın başkahramanlarından
biri olan Ayvaz (değişik varyantlarda Avaz, Eyvaz, Övez vb.) “kasapoğlu” olarak
ün kazanmıştır.
Bütün bunlar
konar-göçer Türk sözlü kültüründe kasaplığın önemli meslek olmasıyla bağlantılıdır.
Nitekim İslamiyet’i kabul etmiş Türkler, fütüvvetnamelerden de görüldüğü kadarıyla
kasaplığı önemli meslekler arasında zikretmişlerdir. Şöyle ki fütüvvetnamelerde
Hz. İbrahim kasap, aşçı, ekmekçi, bakkal, tüccar, yapıcı gibi mesleklerin ilk
kurucusu olarak bilinir.1 Fütüvvetnamelere göre ki her mesleğin bir piri
vardır, kasapların piri de Ebu’l Muhcin’dir.2 Kasaplık zamanla loncalarda
birleşmiş, bu mesleğin öğrenilmesi usta-çırak ilişkisine dayanmakla bir yıldan
üç yıla kadar sürmüştür. Özel dükkânları olan ve burada et satmakla görevli
kasap konusu Köroğlu Destanı’nın değişik varyant ve versiyonlarına da söz konusu
olmuştur. O bakımdan kasaplık konusu sözlü kültürümüzün en büyük ürünü olan destanlarımıza
girmiş, sosyal yapının göstericisi durumunda olsa da epik kural icabı farklı amaç
ve konumda yapılanma sergilemiştir.
Kasapoğlu Ayvaz
Köroğlu Destanının
sevilen genç kahramanlarında biri olan Ayvaz’ın Kasapoğlu olması hem doğrudan hem de dolaylı yolla bütün
varyant ve versiyonlarda korunmuştur.3 O bakımdan eski dünya görüşle, mitolojik
inançlarla bağlantılı ve Köroğlu’nun yakın savaşçılarından biri olan Ayvaz,
yapısal bir özellikle Köroğlu Destanının belki de en eski kahramanlarındandır.
Kasap ve kasaplık en eski inançlarla bağlı olup Türk masallarında (Anadolu,
Azerbaycan, Özbek, Türkmen vb.) geniş yayılmıştır. Hatta bazı araştırmacılar kasabı
Türk-Moğol sözlü geleneğinde en eski mitolojik kahraman olarak görürler.4 Zaten
masallarda çoğu kez olumsuz tip olan kasap manevi değerlerde amansızlığı, kan
dökücülüğü, zalimliği ile seçilir. Nitekim özellikle masallarda insanları
kandırarak kuyuya salan ve onları şişmanlatıp kesen, insan eti satan bir varlık
gibi gözükür. Ancak bazı masallarda kahramana yardım eden, hatta ona yemek için
para almadan et veren, tedbirli kasaplarla da rastlaşırız. Sözlü kültürümüzde
kasaba bu ikili münasebetin temelinde eski görüşlerle yeni görüşlerin çaprazlaşması
durur. Köroğlu Destanının bazı varyantlarında da kasap amansızlığı ile bilinir.
Ancak destan epik bir enginlikle sözlü tarihimizi yaşattığından Ayvaz’ın
kasapoğlu olması, kasaplığın Türk kültüründe nasıl bir meslek olması vs. gibi
konular o kadar da geniş işlenmemiştir.
Kasap tipinin masal
ve destanlara geçmeden mitolojik hikâyelerde anılması bu mesleğin eskilerden
hayvan besleyen konar-göçer Türk kültüründe önemli yer tuttuğundan haber verir.
Nitekim mitolojik tasavvurlarla bağlantılı olan kasap, Oğuz kabile
bayramlarında et payının paylaşılmasında ve her kese toplumda tuttuğu yere göre
et payı ayrılmasında önemli rol oynamıştır. Oğuzların toplumsal şölenlerinde
dünya modeline uyumlu bir biçimde sığırı veya atı parçalara ayırmaları aslında
Oğuzların insan, zaman ve dünya hakkındaki tasavvurları ile ilgilidir. İşte
kasap ki bu hem de tayfa aksakalı idi kutsal et paylaşımının yönlendiricisi,
dolayısıyla kültün yönetici mevkiinde bulunurdu. Kasap aksakalın başlıca görevi
eti kabile üyeleri arasında mevkiine ve rolüne göre paylaştırmaktır. Ayvaz,
zayıf bir ihtimalle ilkin çağlarda kabile birliklerinin aksakalı ve kasabı
fonksiyonunu yerine getirmiştir. Nitekim destanın bütün varyant ve
versiyonlarında Ayvazın kasapoğlu olması, etle bağlantılı ritüellerin
merkezinde yer aldığını kanıtlayacak durumdadır. Doğrudur destanda Ayvaz değil,
babası kasaptır. Ancak bazı öngörüler, insanları tanımak, uzak görenlik gibi
imareler Ayvazı kutsal alemle alakalı olarak gösterir. Mesela, Ayvaz’ın onu
Çenlibel’e götürmek için gelen çodar elbiseli Köroğlu’yu bir bakışta tanıması,
babasının ise Köroğlu’ya kanması dikkat çekicidir. Köroğlu çodar giyiminde
kendisini koyun alan gibi takdim ettiğinde ve koyunun parasını artıklaması ile
verdikte Azvaz babası Alı kişiye şöyle der:
Qedem goyub
herden-herden yerişler
Bu gılıgda çodar
olmaz, hay olmaz.
Beş-beş verer, on
beş, on beş bağışlar
Bu gılıgda çodar
olmaz, hay olmaz.
Mǝrd
igidlǝr
kimi yolları
basan,
Tülǝk
tǝrlan
kimi bǝrǝlǝr
pusan.
Bu ya Koroğludur, ya
Dǝli
Hasan.
Bu qılıqda çodar
olmaz, hay olmaz.5
Buradan görüldüğü
gibi Ayvaz hem tavır hem de karaktere göre insanların hangi meslek sahibi
olduğunu kolaylıkla anlayabilir. Bu ise kasapoğlunun gizli alemle alakasından haber
verir.
Ayvaz’ın mitolojik
fonksiyonu tarihi olaylarla sesleştiğinden bu mitolojik tip ritüel karakterini
kaybedip tarihi özellik kazanmıştır.
Özellikle destanın
doğu versiyonunda (Özbek, Türkmen, Kazak, Karakalpak, Tacik) mitolojik unsurlar
kasapoğlunun semantik yapısını belirlemiş olur. Hem de doğu versiyonunda Ayvaz’la ilgili birkaç destan
(özellikle Özbek ve Türkmenlerde) mevcuttur. Hatta Türkmen varyantında Ayvaz
(Avaz veya Övez) müstakil kahraman olup güçte ve akılda Köroğlu’dan geri
kalmayan, bazen Köroğlu’ya karşı çıkan, bazen onunla beraber mücadele veren,
mitolojik mekanlarda maceraları ile seçilen kahramandır. Ayvaz karakterinin
geniş yayıldığı doğu versiyonunda mitolojik alem, peri kızı gibi unsurlar
dikkat çeker. Ayvaz’ın yiğitliklerini konu alan Özbeklerin “Gündüz vǝ
Yulduz” Destanı mitolojik unsurlarının bolluğu ile
farklılaşır. Bu destanda Ayvaz’ın karşılaştığı zorluklar, öteki alemin
varlıkları kasapoğlunun sihri gücünden haber verir. Nitekim “Gündüz vǝ
Yulduz” Destanı’nda Ayvaz ünü bütün
aleme yayılmış güzel peri kızının peşinde Kuhi Kaf’a gider. Bu mitolojik alemde
kahramanın gösterdiği şecaatler onun fiziki güçle sihir gücü birleştirdiğini
kanıtlar durumdadır. Ancak burada şunu da demek lazımdır ki hem Türkmen hem de
Özbek varyantlarında sadece olarak kasapoğlu Ayvaz değil, destanın diğer
kahramanları da mesela Köroğlu, Hasan vb. Kufi Kaf’a peri kızı getirmek için
giderler. Ayvaz, Kuhi Kaf’a ulaşmak için 130 nehir geçip, gökte sihirli şarap
içmeli, 490 dağ aşıp, 360 derya geçmelidir.6 Bu rakamlar eski inançlarla
bağlantılı olsa da destanda hiperbolik element gibi kahramanın ne gibi
zorluklarla karşı karşıya kaldığını ve mitolojik alemin ulaşılmazlığını
göstermeğe hizmet eder. Mitolojik alem kahramandan sadece fiziki güç değil aynı
zamanda sihir gücü talep eder. Kasapoğlu Ayvaz Kuhi Kaf’ta sihri güce de baş
vurmalı olur.
Tarihî olaylar ve kasapların
isyanı
Köroğlu Destanının
Azerbaycan varyantında bazı istisnalar vardır ki, bu da destanın şekillendiği
dönemde sosyal yapını, toplumun et ihtiyacını öğrenmekte önemli bilgiler sunar.
Nitekim tarihçi Hasan Bey Rumlu’ya göre Azerbaycan’da Celaliler isyanının
başlamasına esas sebeplerden biri de Tebriz’de baş vermiş et kıtlığıdır.
Herhâlde et kıtlığının büyük bir harekât başlatacak kadar önemli olması
tarihçinin gözünden kaçmamıştır. Bu tarihî olay İsgender Bey Münşi’nin vermiş
olduğu bilgilerle de onaylanır. Her iki tarihçinin verdikleri bilgiye göre
Tebriz isyanının esas iştirakçileri kasaplar olmuştur.7 Köroğlu Destanının Azerbaycan,
Özbek, Türkmen, Tacik varyantlarında da et kıtlığına işaret edecek yerler
vardır. Mesela, Azerbaycan varyantında kasap Alı onunla pazarlık yapmak isteyen
Köroğlu’na şöyle der: “Vallah, indi koyun qismi bir az bahadır.”8 Destanın
başka kolunda da et kıtlığı problemi ile karşı karşıya kalırız. Bütün bunlar
destanda tarihçilerin de hakkında bilgi verdikleri meşhur et kıtlığı
probleminin öne çıktığını gösterir. Tarihi vesikalara dayanarak 1571-1573
yıllar Tebriz et ayaklanmasının başçılarından birinin adının Ayvaz (Eyvaz)
olduğunu tespit etmek mümkündür. Tebriz isyanının diğer bir lideri de Pehlivan
Yarı isimli biri idi.9 Tebriz isyanında tarihi kaynaklara göre kasaplar önemli
rol oynamış, hatta isyan başçılarından biri olan Ayvaz kasap olmuştur.
Ayvaz’ı (Eyvaz’ı)
Celaliler ayaklanmasının liderlerinden biri hesap eden M. Tehmasib’e göre
Tebriz et kıtlığı sonucunda baş veren isyanda onun önderliği dönemin
tarihçileri tarafından da tasdik edilir. O bakımdan Köroğlu Destanı’nın
şekillenmesinde Celaliler isyanının liderlerinden biri olan Ayvaz hakkında
halkın arasında yaşayan rivayetlerden, hatıralardan, maceralardan
yararlanılmıştır. Belki de Hasan Bey Rumlu’nun Pehlivan Ayvaz adlandırdığı bu
adam aslında ele kasap veya kasapoğlu imiş. Tebriz darğası Allahkulu Bey Ustaclıya,
onunla birleşen eşrefe, ruhanilere, sonuç itibarı ile şahın kendisine karşı
isyan çıkaran ve şehri iki yıla yakın kontrolde tutan halk kahramanı Ayvaz
epikleşerek destanda Köroğlu’nun en yakın silah arkadaşı olan Eyvaz tipine
çevrilmiştir.10
Et kıtlığına işaret
eden yerler destanın Azerbaycan varyantında birkaç yerde tekrarlanır. “Eyvaz’ın
Çenlibele Getirilmeyi” kolunda kasap Alı’nın koyun almak isteyen Köroğlu’ya et
kıtlığından şikayet etmesi, “Kars Seferi”nde de et dükkânının önünde yaranan basabastan
(gördü ki yahşı et var amma yaman basabasdı.) konuşulur. Bütün bunlar tarihi Tebriz
et isyanının Azerbaycan varyantına etkisinden haber verir.
Et kıtlığı tam
şekilde gözükmese de Köroğlu Antep Rivayeti Nüshasında kahraman Kürt
kıyafetinde Ayvaz’ın babası kasap başına satmak için dört yüz sürü koyun
getirdiğini söyler.11
Başbakanlık Arşiv
Belgeleri arasında Köroğlu, Kiziroğlu, Demirçioğlu, Mahmut Bezirgan, Kasap İsa
(İsa Balı), İvaz (Ayvaz), Hasan, Sefer, Yusuf adlı Köroğlu Destanı’nda isimleri
geçen kahramanların adlarını tespit eden P. N. Boratav, “destan kahramanlarının
muhayyel şahsiyetler değil, Celalî eşkiyaları olduğu”12 üzerinde durur ve
özetle Köroğlu’nu ve keleşlerini bu isyanda iştirak etmiş tarihî şahsiyetler
olarak gösterir. Burada dikkati çeken bir mesele de yalnız Ayvaz’ın değil, İsa
balının da kasap olmasıdır. Görünür destanın şekillenmesinde kasaplık
mesleğinin önemli rolü epik destan kahramanları içinde “kasapoğlu” unvanının
sağlanması ile de onaylanmış olur.
Arşiv vesikalarına
dayanarak Ayvaz karakterinin tarihi prototipini ihya etmek mümkün olsa da
aslında Ayvaz geniş alanda yayılan Köroğlu Destanı’nda mitolojik ve epik özelliğini
koruyabilmiştir. Her ne kadar Ayvaz doğu versiyonunda müstakil destan kahramanıysa
da yine de o kasapoğludur ve birleştirici tarafı ile batı versiyonundan
farklılık arz etmiyor. Azerbaycan varyantında Ayvazla bağlı alahidde destan
olmasa da onunla ilgili birkaç kol vardır. Mesela, “Ayvaz’ın Çenlibel’e
Getirilmesi”, “Durna Teli”, Köroğlu’nun Kars Seferi” vs.
Kasapoğlu Ayvaz’ın
doğu ve batı versiyonunda bir birleştirici özelliği de onun zahiri güzelliğidir.
Özellikle destanın Azerbaycan varyantında aşık Ayvaz’ın sözle üz defa tasvirini
çizer. Birincide Ayvaz’ı bir mecliste Aşık Cünun görür: “Aşık Cünun bakdı ki
meclisin lap başından bir oğlan durdu ayağa, bir oğlan durdu ki heç Yusif onun
eline su da dökmeye layik deyil. Bu ele bir oğlandı ki boy, buhun, kaş, göz,
ele bil ki küdretin kalemi ile çekilmiş bir şekildi durub.”13 İkinci tasviri
Aşık Cünun Köroğlu’nun önünde kendisi çizmiş olur:
Eyri kılıncı belinde,
Tarifi merdler
dilinde
O Teke-Türkman elinde
Kassaboğlu Eyvaz
gördüm.14
Üçüncüsünde Köroğlu
kendisi Ayvaz’ı görür ve bu defaki tasvir ilk iki tasviri daha da netleştirmiş
olur: “Koroğlu baxdı ki, sürünün o biri başından bir oğlan gelir. Cünun bir
demişdisǝ,
bu beşdi. Elǝ doğrudan da Nigara yaraşası oğuldur.”15 Köroğlu Antep Rivayeti Nüshasında
Ayvaz Üsküdarlı kasap başının oğludur. Ayvaz’ın tasvirini bakcacı şöyle verir: “Bu
almadan kat kat daha güzel bir genç var ki adına Ayvaz derler. Gendi
Üskidar’da, kasap başının oğlu. Bu gördüğün almanın pempe kırmızısı yanağının
ortasında, beyaz kısmı cemalında.”16
Azerbaycan
varyantlarında Ayvaz bütün hâllerde kasapoğlu adını alır. Mesela, Azerbaycan
varyantının en eski yazma nüshası olan Paris Nüshasında Ayvaz hatta kasap
sıfatı ile anılır:
Sevdi könlüm yene bir
kaşı kaman oğlanı,
Beli ince, lebi
gönçe, bir güli-hendanı.
Hublara can veriben
oldu munun kurbanı,
Yoxdu bir böyle gözel
gezsen eger dünyanı
Adı Eyvazxan ola,
hemt behiştin çemeni
Seneti kassab ola,
özü ki gövherkanı.17
Köroğlu da Ayvaz’a
kendini takdim ettikde ona kasapoğlu diye müracet eder:
Gardı Çenlibelin başı
Varag a kassabın oğlu
Gel gedek düşmana
garşı
Durag a kassabın
oğlu.
Çok oldum davada,
doyda
İgid görmedim sen
soyda
El ver burada senen
soyda
Varag a kasabın
oğlu.18
Ayvaz’ın kasap veya
kasapoğlu olması Türkmen varyantında özellikle belirlenir. Türkmenlerde ayrıca
destan olan “Övezin Getirilişi”nde kendini “Menin aslım Türkmen bolar” diye
tanıtan Köroğlu:
Seni diyip geldim
Çandıbilinden
Desmayası halal
gassap isterin
Aslım beyan etsem
Türkmen ilinden
Desmayası halal
gassap isterin.19
(Seni deyip geldim
Çandıbil’inden
Varlığı bol, helal
kasap isterim
Aslım beyan etsem
Türkmen ilinden
Varlığı bol, helal
kasap isterim)
Ancak Köroğlu
Destanı’nın bazı Anadolu nüshalarında Ayvaz’ın Ermeni asıllı bir kasabın oğlu
olduğu vurgulanır. Nitekim Behcet Mahir varyantında Ayvaz, Ermeni kasap Antik’in
oğludur.20 Ü. Kaftancıoğlu varyantında da Ayvaz İstanbul Ermeni kasabın
oğludur. Buna rağmen Anadolu Köroğlu şiirlerinde Ayvaz kendini Teke-Türkmen
olarak tanıtır, tıpkı destanın Türkmen, Özbek (mesela, Köroğlu’nun Özbek
varyantında Ayvaz (Övez) der: “Men Türkmanmen aytgan sözüm bir bolar”),21
Kazak, Karakalpak, Azerbaycan ve Anadolu varyantlarında olduğu gibi:
Ben bir Türkmen idim
geldim yabandan
Haberni aldım ben bir
çobandan.22
Destana sonradan
yamanmış bu Ermenilik kurgusu Osmanlı imparatorluğunda sermaye getiren kazançlı
mesleklerin Ermeni ve Yahudi cemaatinin elinde toplanmasının epik gelenekte
sosyal izleridir. Ancak destancı şuuraltında Ayvaz’ın da diğer kahramanlar gibi
Teke-Türkman olduğunu unutmamıştır.
Güçte ve tedbirde
Köroğlu’dan geri kalmayan Ayvaz, konumu bakımından da Köroğlu’nun mücadele
arkadaşları arasında seçilir. Hatta Köroğlu zor anlarda ilk olarak Ayvaz’ı
hatırlar:
Sinǝm
odlandı köz kimi,
Miskin olarmı biz
kimi.
Dada yetǝ
Eyvaz kimi,
Dǝlim,
ay mǝdǝd
ay mǝdǝd.23
Köroğlu Destanı’nın
hem doğu hem de batı versiyonunda Ayvaz güç, akıl ve tedbirde Köroğlu
yiğitlerinden üstün olarak tasvir edilir. Azerbaycan varyantında Köroğlu’nun en
güçlü düşmanı olan ve Köroğlu’nun dahi yenemediği Arap Reyhan’ı alt eder
“Sözünü kurtarıp kızmış ner kimi özünü atdı Arap Reyhan’ın üstüne. Ele birinci
hamlede Arap Reyhan’ı vurup serdi yere.”24
Sonuç
Geleneksel meslekler
içinde usta-çırak ilişkisine dayanan kasaplık uzun yıllar toplumun en aslî
besin kaynaklarından olan etin üretilmesinde hayvanın kesimi, derisinin yüzülmesi,
etinin satılması gibi işlemleri tek başına yerine getiren meslek olmuştur. Daha
eski çağlarda kabilenin lider-aksakalı aynı zamanda kasap olmuş, et kesimin ve
paylaşım ritüelini yerine getirmekle birlik beraberliği ve kabile içindeki sosyal
statüyü oluşturmuştur. Orta çağda kasap dükkânları toplumsal yaşamın
birleştirici noktası durumunda olmuş, Köroğlu Destanı’nın özellikle Batı
versiyonunda et kıtlığı problemine bu yüzden değinilmiştir.
Kasaplık, anlaşıldığı
kadarıyla “kasapoğlu”nun ikincil mesleği olup, kaspoğlu aslen kasaplara etin
hazır şekilde sunulmasını sağlamakla görevli olmuştur. İkinci derece kasaplar,
asıl kasapların satması için etleri hazırlayan kişilerdir. Köroğlu Destanı’nda
Ayvaz’ın “kasapoğlu” olarak gösterilmesi büyük olasılıkla ikincil kasaplık
mesleğinin temsilcisi olduğuna işarettir.
Ancak bazı işaretlere
bakılırsa Ayvaz daha eski mitolojik görüşlerle sesleşen bir varlık gibi kabilenin
lider-aksakalı ve toplumsal et dağıtımı görevlerini de üstlenmiş gözükür.
Kaynaklar
Bayat, F., Köroğlu,
Şamandan Âşığa, Alpten Erene, Akçağ, Ankara 2003
Bayat, F., Türk
Destancılık Tarihi Bağlamında Köroğlu Destanı (Türk Dünyasının Köroğlu
Fenomenolojisi),
Ötüken, İstanbul 2009
Bekmuradov, A.,
Göroğlının Izları, Türmenistan, Aşkabat 1988
Boratav, P. N.,
“Köroğlu Kimdir”, Folklor ve Edebiyat (1982) II, İstanbul 1983
Ergaş Cumanbulbul
oğli, T.1, EA Uz.SSR, Taşkent 1971
Göroglı, Türkmen Halk
Destanı, hzl. A. Nurmemmed, C. 1, Ahmet Yesevi Yardım Vakfı,
Ankara 1996
http//www.akintarih.com/turkbilim/pirler.htm
Koroğlu (Paris
Nüshası), Ozan, Bakü 1997
Koroğlu (Tehmasib
Nüshası), EA Neşriyatı, Bakü 1956
Köroğlu Destanı
(Anlatan B. Mahir, der. M. Kaplan, M. Akalın, M. Bali), Akçağ, Ankara
1973
Meletinskiy, E. M.,
“O Drevneyşim Tipe Geroya v Epose Tyurko-Mongolskih Narodov
Sibirii”, Problemi
Sravnitelnoy Filologii, Sbornik Statey, Nauka, Moskova-Leningrad
1964
Öztelli, C., Üç
Kahraman Şair - Köroğlu, Dadaloğlu, Kuloğlu, Ankara 1974
Petruşevskiy, İ.P., “Vostanie
Remeslennikov i Gorodskoy Bednatı v Tebrize v 1571-1573
gg.”, Sbornik Statey
po İstori Azerbaydjana, vıp.1, AN Az.SSR, Bakü 1949
Tehmasib, M. H.,
Azerbaycan Halk Dastanları, Orta Esrler. Elm, Bakü 1972
Torun, A., Türk
Edebiyatında Türkçe Fütüvvetnameler Üzerine Bir İnceleme, Akçağ, Ankara
1998.
/
Prof. Dr. Fuzuli
Bayat
Azerbaycan Milli
Bilimler Akademisi, Bakü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder